Cinayetlerin bu kadar yaygınlaşması, tehditlerin, tacizlerin ve gözdağının nasıl sistematik hâle geldiği hakkında da bir fikir veriyorBahsegel. Global Witness, raporunda, çetelesiyle ilgili önemli bir şerh düşerek, paylaşılan rakamların sorunun gerçek boyutunu asla ortaya koyamayacağı konusunda uyarıyor. Nitekim basının özgür olmadığı, hükümetlerin de bu tehditlere göz yumduğu birçok ülkede doğa savunucularına yönelik saldırıların takibinin yeterli bir şekilde yapılamayacağı aşikâr. Saldırıları düzenleyenler ve tehdit edenlerin işledikleri suçlar cezasız kalırken, doğanın talanına karşı koyanlar kriminalize ediliyor. Dolayısıyla, Türkiye sermayeli başlıca bankaların fosil yakıt emisyonuna sebep olan şirketlerle iç içe olduklarını görebiliyoruz. Yabancı sermayeli bankaların ise Türkiye’de düşük karbonlu sürdürülebilir ekonomiye dönüşümde nasıl bir rol oynayabileceklerini zaman gösterecek. Paris Anlaşması’nın onaylanması ve ulusal bir net sıfır emisyon hedefinin belirlenmesiyle beraber Türkiye’de bankacılık ve finans sektörü üzerinde, kömür santralleri başta olmak üzere fosil yakıtlara yatırım yapılmaması için baskının artacağını öngörmek mümkün. Ancak bu baskının şeffaflık ve hesap verebilirlik talepleriyle birlikte uygulanması önem taşıyor.
Kimi yatırımcılara göre bu meblağ finans dünyası için bir “eşik noktası” oluşturuyor. Bir başka deyişle, geri dönüşü olmayan bir ivmenin yakalandığını savunuyorlar. Bu şemsiye altında bankalar “Net Sıfır Bankacılık Birliği” adıyla bir ağ oluşturdular. 21 Nisan 2021’de 43 bankayla birlikte kurulan ağda Ekim 2021 itibariyle 29 ülkeden 60 banka yer alıyor (yeni imzalarla sürekli güncellenen listeye şuradan ulaşabilirsiniz). Türkiye’den tek üye Garanti BBVA, zira bankanın İspanyol hâkim ortağı BBVA girişimin ilk imzacılarından. Toplam yatırım maliyetinin yanında, çalışmada bankalar ayrıca Paris Anlaşması doğrultusunda fosil yatırımları sonlandırma çabaları ve bunları yenilenebilir enerji yatırımlarıyla dengelemek suretiyle geliştirdikleri net sıfır emisyon uygulamaları çerçevesinde ele alındı. Raporda net sıfır emisyon politikası açıklayan 17 bankanın çoğunun bunları uygulamada zayıf ve yetersiz kaldığı vurgulanıyor, özellikle fosil yakıtlara yatırımların sonlandırılmasına ilişkin çok daha kararlı adımlar atılması gerektiği ifade ediliyor.
Bu stratejilerden gerek Soğuk Savaş öncesinde ve Soğuk Savaş süresince ve sonrasında önemini sürdüren canevi(kalpgah)-kenarkuşak/heartland-rimland dir. Soğuk Savaş la ideoloji ve politikanın önem kazanması jeostratejinin jeopolitikle içiçe geçmesine neden olmuştur ve jeostratejik yaklaşımlar jeopolitik modellerde de belirleyiciliğini korumuştur. Jeoekonomik modelde ise ekonomik egemenlik ve üstünlük, devletlerin yaşamsal çıkarları için dünya coğrafyasını yeniden biçimlendirmektedir. İlkel jeoekonomik yaklaşımda küresel güçlerin dünyayı paylaşımı ve barış içinde birarada yaşama aracı olarak öngörülen jeoekonomik modelde merkez-çevre/core-periphery ayrışması ile her merkez ülke etrafında oluşturulan bir çevresel alan vardır. İleri de daha ayrıntılı incelenecek olan jeoekonomik model, dünyanın iklim kuşakları ve coğrafi şartlar temelinde, sanayi merkezleri etrafında bölüştürülmesini esas alır. Jeokültürel yaklaşımla oluşturulan modellemelerde temel ayrım doğu-batı ayrımıdır ve bu ayrımın en son ve belirgin biçimini Batılı, Latin, Afrikalı, Ortodoks, Müslüman, Konfüçyen, Budist, Hindu ve Japon ayrımları ile çizilen medeniyetler dünyası oluşturmaktadır. Soğuk Savaş sonrasının belirsizliğinde yükselen ve düşen Medeniyetler Çatışması kurgusu çok kutuplu ve çok medeniyetli bir dünyada çatışma, ayrışma ve yakınlaşmaların kültür ve daha doğrusu din/mezhep temelinde gerçekleşeceğini ileri sürmektedir. Dünyanın çeşitli biçimlerde kurgulanması ve modellendirilmesi özellikle 1970 li yıllardan sonra, politik ve ekonomik coğrafyanın kesişme noktasındaki araştırmalar, küreselleşme, risk toplumu ve yeni jeopolitik dünya düzeninin oluşumuna sarılan coğrafyacılarla artmıştır. Bu çalışmalarda daha çok küreselleşme çerçevesinde uluslararası ekonomik ilişkiler ön plana çıkmış ve bu dönüşüm incelenmiştir (Tuathail ve Shelly, 2002). %7 üst sınır endişesi yaşayan bankacılık sektörü, KGF kredilerini daha çok düşük risk taşıyan, ödeme performansını bildikleri, hali hazırdaki mevcut müşterilerine kullandırma eğiliminde oluyorlar. Bu durumların önüne geçebilmek için KGF kefaleti ile verilen kredilerin, yeni bir kredi sigorta kurumu oluşturularak bu sigorta kurumu vasıtasıyla sigortalanmasının sağlanması gerekmektedir. Sigorta kurumu; kredi tutarı, kredi türü, vade, ek teminat ve işletmenin kredi derecelendirme notu gibi parametrelere göre değişen oranda prim karşılığında kredinin sigorta edilmesini sağlamalıdır.
– Hükümetler, uluslararası hukuk çerçevesindeki taahhütlerini yerine getirerek, doğa savunucularının mücadelelerini güvenli bir şekilde vermelerini sağlamalı. Yaşama haklarının yanı sıra, toplanma ve ifade özgürlüklerini garanti altına almalı, ekonomik açıdan iyi bir yaşam standardı temin etmeli. Ayrıca herkesin, güvenli bir iklim dahil olmak üzere temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir doğada yaşantılarını sürme hakkının tanınması gerekiyor. Örneğin Türkiye’nin her iki büyük holdingi, Koç ve Sabancı, bünyelerinde enerji şirketleri bulunduruyor. Dolayısıyla bankaları Akbank ve Yapı Kredi, her ne kadar Sorumluluk Bankacılık İlkeleri belgesini imzalamış olsalar da – ve ikincisi net sıfır emisyon taahhüdünde bulunsa da – fosil yakıt emisyonlarına yol açan şirketlerle doğrudan ilişkililer. Koç holding çatısı altında Türkiye’nin tek rafinerisi Tüpraş’ın yanı sıra Aygaz ve Kocaeli Doğal Gaz Çevrim Santralı’nı işleten Entek yer alıyor. Sabancı holdinge ait Enerjisa’nın portfolyosunda ise üç doğalgaz, bir de linyit santrali var. Geçtiğimiz 1 Nisan’da, sivil itaatsizlik eylemlerini benimseyen Yokoluş İsyanı aktivistleri HSBC ve Barclays’in Londra merkezleri önünde protestolar düzenleyerek bu bankaların tahripkâr fosil yakıtları projelerine yatırım desteği vererek büyük kârlar elde etmeyi sürdürmelerini kınadı. Protestolardan bir ay sonra, Yokoluş İsyanı’nın eş-kurucularından ve Para İsyanı hareketinin öncülerinden Gail Bradbrook sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı ve bir gün boyunca sorguya çekildi. Batıda kamuya açık alanlarda yapılan protestolarda, özellikle de doğa ve iklim savunucularına karşı polisin gözaltılara başvurması ender rastlanan, olağanüstü bir durum. Paris Anlaşması’nı imzalayan ülkelerin birçoğu sera gazı emisyonlarını azaltmak için somut takvimler belirlemeye başladı. Hükümetlerin iklim politikalarını giderek fosil yakıtlardan çıkış hedefiyle uyumlu hâle getirdikleri bir ortamda bankalar petrol, doğalgaz, kömür ve petrokimya sektörünün imdadına yetişiyor.
- Bu yüzden Çin in dünyada daha emredici konuma gelebileceği düşünülmelidir Çin in dünyada ABD yi geçip bir hegemon olmasına ABD nin engel olacağı ise aşikardır.
- Türkiye’de ise, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 12 Temmuz 2021 ölçümlerine göre en yüksek sıcaklık 43.4 santigratlık dereceyle Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşandı.
Özellikle pandemide ekonomik destek paketlerinden fosil enerjiye dayalı sanayiler bir hayli yararlandı. Hele hele Türkiye’de, Energy Policy Tracker adlı sitede yapılan izleme çalışmasına göre, hükümet fosil yakıtlara, yenilenebilir enerjiye nazaran 200 kat daha fazla kamu desteği sağladı. Birçok ülkede “net sıfır emisyon” ve “düşük karbon ekonomisine geçiş” hedefleriyle somut yol haritaları belirlense de bu politikaların vadeleri iklimbilimcilerin altını çizdiği acil durumun gerektirdiği süreden çok daha uzun. Davada ortaya çıkan önemli delillerden biri Ali Yamuç’un eşi Fatma Yamuç’a intihar öncesinde gönderdiği bir mektuptu. Bahçeci Mermer şirketinin sahibi Necmi Bahçeci’ye yönelik yazılan mektupta “anlaşıp konuştuğumuz gibi eğer 10 gün içerisinde 100 bin TL’yi eşim olan (Fatma Yamuç’a) vermezseniz Ali Ulvi Büyüknohutçu cinayetinden sizler de benim kadar sorumlu olursunuz” ifadeleri yer alıyordu. Savcılık ise tüm bu gelişmelere karşın “mermer ocağı işletmelerinin ekonomik gelirinin belirli bir seviyede olduğunu” belirterek cinayetin arkasında azmettiren kişi ya da kişilerin olmadığını savundu. P24 bünyesinde 17 Nisan 2021’de yayına giren Gezegen, yerkürenin sorunlarını merkezine alıyor. Gezegen, Türkiye’nin yoğun gündeminde kaybolan birçok konuyu sürdürülebilir gündemde tutan, belgeleyen, tartışmalara katma değer kazandıran, çeperleri genişleten ve fikri takibi ihmal etmeyen bir yayın çizgisi benimsiyor. Gazeteciliğin emeğinin değerini geri kazandırma anlayışıyla mecrada yalnızca telifli içeriklere yer veriyor.
Şubat ayında Change.org’da 47 yerel, ulusal, uluslararası derneğin ve gençlik hareketlerinin desteğiyle #ParisiOnayla çağrısıyla bir imza kampanyası başlatıldı. Bu kampanyaya destek vererek, Türkiye’deki yetkililere Taş Devri’nden çıkıp sorumlu iklim politikaları oluşturma zorunluluklarını hatırlatabilirsiniz. Ölçeği biraz daha küçülttüğümüzde net sıfır emisyon hedefine erişmek için kritik birimlerinden biri de yerleşimler ve binalar. Sürdürülebilir bir yaşam gelecekte enerji verimliliğinin üst düzeyde olduğu, su ve ısının israf edilmediği, üretilen enerjinin yeniden kullanılıp dönüştürüldüğü yeni nesil binalardan geçecek. Hatta bir adım öteye giden, tükettikleri enerjiden fazlasını üreten “pozitif enerji binalar” da bu yeni nesil, çevre dostu yapılar arasında. Halkla ilişkiler kampanyalarının iklim alanında bir diğer şampiyon kirletici firması ise Coca-Cola. Dünyanın en büyük plastik atık kirleticisi, 2040 yılında net sıfır emisyona erişeceğini vaat etti. 2017’de sızdırılan iç strateji belgeleri, firmanın AB’deki atık toplamanın ve depozito sisteminin geliştirilmesi yönündeki politikalara karşı olduğunu ortaya koymuştu. Tepkiler üzerine Coca-Cola plastik sanayisi için lobicilik yapan Plastics Industry Association’ndan (Plastik Sanayii Derneği) çekildiğini duyurmuştu.
No comment